Gazeteci Mustafa Balbay'a ait olduğu iddia edilen günlüklerde eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e ilişkin bazı bölümler de ortaya çıktı. Günlüğe göre Sezer, İlhan Selçuk ve arkadaşlarına "Her şeye rağmen parlamenter sistemden umut kesmemek gerek. O güvendiğiniz yerlere de güvenmeyin. Toplumdan çıkmalı her şey" diyor.
Tempo24 haber sitesi, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay'a atfedilen günlüklerin 10'uncu Cumhurbaşkanı Necdet Sezer'e ilişkin bazı bölümlerini de yayınladı. İşte günlükteki Sezer'le ilgili bölümler...
İlhan Selçuk: Bu parlamento faşizm getirir
10 Eylül Salı, saat 14.30 Cumhurbaşkanı ile görüşme...
Tam 14.30'da kabul etti. Planlanan yarım saatti. Ucu açık bırakıldığı için 80 dakika sürdü. Daha başlangıçta, İlhan bey, böyle yazılı randevu başvurularına gerek yok. Siz Ankara'ya gelince haber verin, mutlaka zaman ayırırız' dedi.
İS- Size medya dünyasında olup bitenleri anlatalım diye geldik. Yeni bir dağıtım şirketi kuruldu. Turgay CİNER, Karamehmet, kendilerini savunmak için bu sektöre girdiler. Başarı kazanacaklar. Biz de onlarla aynı cephede olduk.
ANS- Tekel'in kırılması iyi olur. Böyle şey olmaz.
İS- Tabii basın 4. güç. düzenli olmalı
ANS- Valla İlhan bey birinci güç. O hale geldi. Ama güvenilirliği kalmadı. Ben bana gelen tepkilerden biliyorum. İnanın toplum her şeyin farkında.
İS- Burada Sabah'ın yaşaması için, Karamemet için önemli olan BDDK'nin çalışma biçimi. Eğer, ver paramı diye boğarsa, bu iş tutmaz. Kötü olur. Orada çalışanlar da. Eğer öyle yapmaz da şans tanırsa, o zaman iş değişir.
ANS- Benim yapabilecek bir şey varsa, söyleyin..
İS- Yok, siz en üst katlarda bir kişi olarak gelişmeleri izliyorsunuz, izleyip yeter. Sizi bilgilendirmeye geldik
İS- Seçimleri nasıl görüyorsunuz
ANS- Yapılmalı. Artık geri dönüş olmaz. Ben er geç topun bana geleceğini tahmin ediyordum ama, bu kadar erken geleceğini tahmin etmiyordum.
Selçuk: Seçim istemiyorum, herkes ampul partisine çalışıyor
İS- Ben seçimi istemiyorum. Herkes Ampul Partisine çalışıyor. Böyle şey olur mu
ANS- Ama seçimin olmaması daha zararlı olur. İleride inşaallah, demokrasi mi laiklik mi ikileminde kalmayız..
İS- Bu parlamento ülkeye faşizmi getirir.
ANS- Her şeye rağmen parlamenter sistemden umudu yitirmemek gerekiyor. Laiklik konusu çok önemli. Bu imam hatiplere kızların alınmaması olayını hala çözemediler. Ben bunu yasayla halledin dedim, yapamıyorlar. Çekiniyorlar. Kızların imam hatipe girmesini yıllar önce bir velinin Danıştay'a başvurmasıyla sağlamışlar.."
Tempo24'ün notu: Söz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 10 Eylül'ün 2002 yılında Salı gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmenin “10 Eylül 2002" tarihinde yapıldığı değerlendirilmiş olup söz konusu sohbette Mustafa BALBAY ile birlikte İlhan SELÇUK'un da bulunduğu anlaşılmıştır. Açık kaynaklarda yapılan araştırma ve incelemenin genelinden 'Karamehmet'in Çukurova Holding Başkanı Mehmet Emin KARAMEHMET, 'ANS'nin ise dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER olduğu değerlendirilmiştir.
Askere değil topluma güvenin
11.7.2005 Pazartesi saat 16.3
Çankaya köşkü... belki 10'uncu gelişimiz.
- Bu kez büyükelçilerin güven mektubunu sunduğu salon. Sırtında sartlık, fıtık nedeniyle oturmakta zorlanıyor
- Bıktım, yoruldum... İnanın seçme hakkım olsa bir gün bile durmam. Ama görev. Şimdi gitsem vatan hainliği gibi birşey olur. (2001'de mi neydi, köşkte görevli askere sormuş, kaç gün kaldı diye. söyleyince benim senden çok günüm var, demiş
- Bu kadar ikiyüzlülük, yalancılık dayanılır gibi değil. Adam yüzüne baka baka yalan söylüyor. İnanın normal hayatta telefonuna çıkmayacağım kişilerle, yani siyaesçtçilerle şurada oturmak zorunda kalıyorum
- Son Milli Güvenlik Siyaset Belgesi. İkisi kararlaştırmaş. Genelde toplantıdan önce bir 10 dakika konuşuruz. Bu kez onu da yapmadım, doğrudan toplantıya geçecektim, ikisi birlikte geldi, (Erdoğan-Özkök) hazırlık yapamadık, bunu sonraki toplantıya erteleyelim, dediler. Ben de olur dedim. Salona geçince de söyledim. Adam (Vecdi Gönül) bunu durumu bile bile, cumhurbakanının ertelettiğini söyülyor. Yalan söylüyor. Nasıl başa çıkarsın bunlarla
'Özdemir Özok bana doğruyu söylemedi'
- Anayasa Mahkemesine benden sonrakinin görev süresi boyunca görev yapacak iki isim arıyorum. Şöyle genç olsun, biraz uzun görev yapsın istiyorum. Bütün derdim o. bu gidişle mahkemenin başkanını seçemezler. Özdemir Özok, aslında olacaktı. Parti üyeliği de sorun değil. Ama o olur mu olmaz, bu olur mu olmaz, siyasi, delege gibi bir listeleme oldu. Sen olur musun dedik, ben parti üyesiyim demedi. Yanı doğru söylemedi. Ondan ben istifasını istedim
- Talat, gelmiş bana emrivakiyle görüştürme istediler. Ben de reddettim. Sermet beye, bir de biz temas kursak demiş bakan, yararı olmaz demiş. Talat, bir şey yaptı benimle görüştürüp bana da bulaştıracaklar. Bunlar böyle. Nitekim çıktı. Maraş'ı verelim demiş. Bunu Erdoğan'a sordum, Haberim yok, eskidir dedi. Baktırdım eski değil, işte yüzüme baka baka yalan söylüyor
- Ben o hakimlerin seçimini öyle yaptırtmam. Mutlaka, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun mülakatı yapması gerekiyor. öyle olmaz..
Balbay'ın önerisi: Kızılay'da toplanılsa, siz de katılsanız
- Lozan'la ilgili düzenlemeler iyi. Onlar Lozan'a gidiyor, siz gidin burayı ben bekleyeyemi dedim. (ben araya girip 29 Ekim'de Kızılay'da toplanılsa, siz de katılsanız diyorlar dedim) güldü olabilir dedi.
- Ömer Dinçer orada duramaz. Şu intihal kesinleşip, titkini kaybederse, kesin duramaz.
- YÖK Başkanı sormayın durup dururken niye kurcalıyor.. Yapma dedim, yoksa değiştirecekti katkasıyı, dinledi, tamam dedi... Sen atayıca sorumlu hissediyorsun. üniversiteler üzerinde titriyorum.
'O yerlere güvenmeyin, toplumdan çıkmalı her şey'
- Toplumdan çıkmalı bir şey... O güvendiğiniz yerlere de güvenmeyin (sanırım askerleri kast ederek).
- CHP, 3 kıytırık affedersin RTÜK üyeliğine işbirliği yaptı.
- Bundan sonraki iktidar tek maddelik bir yasa çıkarmalı AKP döneminde yapılan bütün atamalar iptal edilmiştir.'"
Sezer'e tavsiye!
19 Aralık Cuma günü saat 15.00'de Köşke gidiş.
Bu kez 5 nolu kapının hemen karşısındaki girişten girdik avizeli büyük salonudan küçük bekleme salonuna geçtik. Belki 10. kezdir geliyorum buraya. En çok Sezer dönemi. 3-4 kez Demirel döneminde gelmiştim. Duvarlardaki resimler değişmiş. ****** sigara içerken beyaz pantolon şık takım bir duvarda. Ötekinde Türkiye haritası.
Görüşmede önce sağlık konuşuldu. 10 dakika kadar. Bel fıtığı. Doktarlar 2 yıl önce, karın kaslarının güçsüz olduğnu bu yüzden tüm ağırlığı belinin çektiğini kendi aralarında konuşup bel fıtığı olabilir demişler 29 Ekim ve 10 Kasım döneminde çok kötüymüş. Doktorlar çıkma, birkaç adımdan fazla atmaman gerekir demişler ama o ölsem çıkmam gerekir. Bu iki gün çok önemli demiş ilaçla iyileşibelceği bir süreçteymiş. Konya şeyi aruz a bu yüzden gidemememiş
Medya: ben size söylemiştim Sayın Selçuk, tartışma daha da hızlanacak diye. Bakın öyle oldu. Bence daha da hızlanacak. Acımasızlaşacak. Bu medyayla doğru dürüst konular tartışılamaz.
Hükümet: ben gerekli uyarıyı yapıyorum. Ama bakıyorum yetersiz kalıyor. Bakanlar geldiğinde tek tek konuşuyoruz yine öyle.
- Yaptıklarımı rejimi tehlikeye sokuyor bunu görmüyor musunuz?
- Söylüyorum ama, anlamıyorlar
- Anlayacakları dille söylemeli belki
-Evet gerekirse daha uygun dille söyelenebilir. İşte bu dönemi en az hasarla atmatmak lazım. En önemlisi bu bence. Çok zarar vermekte oldukları kesin. Ama bunları biçtiniz mi alttan daha güçlü geliyorlar. Geçmişte de böyle oldu. O yüzden halk bunları bir görsün. Bunu beklemek lazım. Ekonomi iyi diyorlar ya aslında öyle değil. Ben konuşuyorum. Alt düzey esnafa yansıyan olumlu bir şey yok aslında.
Askeri tedirgin gördük
Evet öyle.. Huzursuzlar. Tümü huzursuz... Hep söylüyorum bunları halk görmeli. Bunlar yıpranmadan yapılacak bir şey sonuç vermez. İstenne sonucu vermez.
Hilmi cumhurbaşkanı olursa ordu daha da karışır
7 Nisan 200 Cuma-saat 15.30
-İlhan abi 2 günlüğüne geldi. Mümtaz SOYSAL kökenli Erinç Yeldan, Korkut Boratav sorunu..
-İlk akşam başbaşa görüşme... Emre'ye yakınlık aynen. Hep, benden sonra ne olacak, sorusu..
- Her gelişteki olağan görüşme 15.30'da çıkış. 17.00'ye kadar kalış... Her konuyu konuştuk..
Medyayla ilgili gelişmelere hiç güvenmiyor. Bunlar sonunda patron diyor ******'a kızgın, tam olarak toparlayamıyor diyor
Hükümetin yaptıklarını dikkatle izliyor. Halk bunları anlıyor diyor.
Yaşar Büyükanıt'ı istememişler
Hilmi'ye bozuk... Yanıtla konuşmuş. Şemdinlinin sadece ona yönelik olduğunu düşünüyor. Bu işi 45 gün önceden bitirmek ve kesinlikle bunların eline bırakmamak gerek. Bu yüzden 45 günden önce istifa etmeli ve yerine atamayı hemen yapmalı. Yıllık toplantıya Yaşar başta katılmalı. Bunu kendisine dedim, o da tamam bir plan yapalım dedi. Eşim eşyaları götürmeye başladı... Bir bölümünü yerleştiriyor. Hemen bunu bitirelim istiyorum. Bana Yaşarı istemediklerini söyledi. Ben niye bunu zamanında bana demedin dedim, demedimmi dedi. Adamlar bu noktaya gelmesini istemediklerini, bir üst noktaya çıkartır mı? Başbaşa görüştüler. Başbakan açıklama yaptı ama ben hiçbirine inanmıyorum. Eğer görev uzatımı gibi bir şey olursa benim ne diyeceğimi biliyorlar
Böyle bir durumda ordu altüst olur. Yaşar olmazsa yerine gelen bunların adamıymış gibi mauamele görür. Hilmi CB olursa ordu daha da karışır..
Ne gerek var nezakete
4 Mayıs 200 Perşembe 10.30'da..
Rekor görüşme 105 dakika..
Temel konular aynı... Sağlığında genel düzelme var ama çok ilaç kullanıyor. 3 kez konu gündeme geldi. Birincisinde o tamam dedi kesin ifadeyle bitirdi. İkincisinde, 45 gün içinde bunu bitirmenin şart olduğunu söyledi. Tek korkusunun, son anda şu geziyi de yapayıp, bunu da yapayım, demesi olduğunu söyledi. Zaten geçen Ağustosta biraz yoruldun diye ima ettiğini söyledi..
Gelinen noktada onun sorumluluğu var. Değil kaşını çatmak, suratını biraz assa yeterdi dedi. Mesafeyi çok kapattılar. Bu kadar kapalı mesafe bundan sonra nasıl açılır, zor. Endişelerim var
Yeni bir plan yapamazlar da acaba insan yeni gelenin de nasıl davranacağını merak ediyor. Onunla da anlaştılar mı diye endişe ediyor. Ta bu mevkiye gelmişsin, ne gerek var, olağanüstü nezakete. Toplantıda gördüm, canım sıkıldı. Sen o noktaya geldin hem Recebe hem kendi üstüne, bence öyle değil de, öyle olmaz de..
'Şemdinli'de tek savcıyı almak yetmez, başındakini de almak gerek'
Şemdinli'de bir tek savcıyı almak yetmez, başındakini de almak gerekik. Bunlar kendi aralarında planını yapmış..Ben o konuşmayı 6 ay önceden planlamıştım. 15 sayfalık konuşmay (İS, size çok görev düşüyor diye birkaç kez söyleyince) zaten hep ağır, karışık dosyalar bana düşerdi dedi
-Kadrolaşma öyle hal aldı ki, bazen bir yere verdikleri adamın, orada bulunduğu yerden daha az zararlı olacağını düşündüğüm için evet diyorum
Bunlar gidiyor. Halk uyanıyor. zor olanı bu ama, en kalıcı olanı bu..
Ahh ****** toparlayamıyor. Güven veremiyor
Demirelle olmaz. O ne derse desin ben ülkeden çok kendisini düşündüğü için öyle dediğini düşünürüm. Onun etrafında öteki partilerden gelen olmaz (İSin tezine yanıt olarak: Her görüşmede 1 Mart tezkereninin reddinin ne kadar iyi olduğunu söylüyor. Orada Gülün telaşı.. Ne yapacağız diye gelişi... Bir numaraya sakın araya toplantı alıp, bildiri yayınlamayı kabul etme deyici..
İranda Ahmedijata kızgın. Bushun işine yarıyor. Adam ülkesini kuşattırıyor, yalnızlaştırıyor
Sık konuşmayı sevmiyor. Ağırlığı kaybolur"
Tempo24'ün notu: Söz konusu yazılarda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 7 Nisan'ın 2006 yılında Cuma gününe ve 4 Mayıs'ın da 2006 yılında Perşembeye rast geldiği ve bu nedenle söz konusu notların “7 Nisan - 4 Mayıs 2006" tarihli olduğu,
İncelemenin geneli ve yazı içeriğinden görüşmelerin, İlhan SELÇUK ve Mustafa BALBAY'ın dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER'i ziyaretlerine dair olduğu,
Açık kaynaklardan yapılan araştırmada 'Yaşar'- 'Yanıt'ın dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar BÜYÜKANIT, '******'ın CHP Genel Başkanı Deniz ******, 'Hilmi'nin dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi ÖZKÖK, 'İlhan'-'İS'nin Cumhuriyet Gazetesi imtiyaz sahibi İlhan SELÇUK olduğu değerlendirilmiştir.