Biliyorum, şimdi yine berraktır doruklarında gökyüzü. Belki eskisi gibi yaylalara çıkılmıyor.
Kuşlar da çoktan göçüp gitmiştir uzak diyarlara.
Ama ben yüreğimle, sevdamla, beynim ve hatıralarımla oradayım işte.
Yüreğim, beynim, her şeyim orda duruyor.. Aynı yerde olmasam da, sevdamı dün gibi yakın yaşıyorum.
Çocukluğum, ilk gençliğim orda seyrediyor....
Şimdi Amsterdam'ın kalabalık sokaklarını arşınlayıp, duruyorum avare ve dalgın.
Ama ben, bendine esir olmuş gibi, halâ Munzur'u düşünüyorum.
Munzur'un soğuk sularını, temiz havasını düşlüyorum.
Bilirim ki Munzur; yaşamın, umudun, sevdanın, özgürlüğün farkına varma hesabıdır.
Tanımayan, yaşamayan nerden bilsin Munzur'u! Ben orada doğdum, orada büyüdüm.
Sevdam, özgürlüğüm, dostluğum, içtenliğim, doğallığım oralıdır çünkü.
Bilinsin ki, her bahar gelince, ben yüreğimi Munzur suyuyla yıkarım,
Munzur suyuyla beraber akar yüreğim dağlara, ovalara, denizlere .
Ve ben başımı dağ yelleriyle sararım her bahar.
Bitmez bir rüya olur Munzur, her gece düşlerime girer; her sabah Munzur hayaliyle uyanırım...