Sesin çağlayan bir ırmağın türküsüydü karlı dağlarda oy maral maral.
Gülün boyun büküşüydü hasret bahçelerinde, ben gönlümü yalnızca sana sakladım yıllar boyu, sev beni, sev beni ateşler içinde de olsan.
Düşmüşüm kaldır beni, yüreğine yaslanayım. Üçler, yediler, kırklar aşkına ah nazlı maral!
Canevimde büyüyen hasretimi yasladım da yıllara; uzak, çok uzak bir yıldızda kaldı düşlediğim dünya.
Sonra uzun bir kar yağdı yollara, üşüdüm. Duman oldu, tufan oldu ömrüm, içimde dinmeyen fırtınalar,
gece karası öfkeler kaldı yüreğimde ve ihanetlerin açtığı çukurlar, hesabını kimselere soramadığım.
Üstümde kar yangını, başımda gam, gönlüm rüzgarlara vurgun, yollar duman.
Ateşler içinde dolanır kanım, yüreğim. Sarıl bana üşüyorum, sarıl bana düşüyorum, nedenini sorma ne olur.