Bahar geldi mi cemreler düşer toprağa. Göz ıslağında yeşerir umutlar, tomurcuklanır sevdaya bilenmiş yürek...
İsyan gülleri açar kızıl kor, onurun ve direncin doruklarında. Yükseldikçe yücelir kara sevdalı başlar,
başı eğiklere nispet, başı dumanlı dağlar gibi. Yıldızlara ulaşır hür düşünceler ay alacası şafaklarda...
Çiy düşünce kınalı bir kızın saçlarına, sevda yelleri eser ılım ılım, yalım yalım kavurur yürekleri,
savurur gül kokulu yaylalara. Çağlardan çağlara destanlar kuşanıp, türkü türkü izi kalır yollarda...
Akıp gider Munzur Suyu gürül gürül, göçer dost obalar ardında al ateşler yakarak ve bir başka bahara umutlarını bırakarak.
Sevdanın kan kırmızısı rengine kar düşer, üşür dalında binlerce tomurcuk çiçek...
İşte o zaman ben, en görkemli bulutları çağırıp, en yürekli rüzgarlarla, uğul uğul uğuldarım. isyanlar doğurup fırtınalarda ...